Açık lise dağıtım merkezi gibi kullanılacak



TEOG kapsamında yapılan yerleştirmeler) Herhangi bir özel okula kaydolmamış, 25 tercihten birine de yerleşememiş öğrencileri 'açık lise'ye kaydedeceğiz. 'Açık lise', bir tür dağıtım merkezi gibi kullanılacak.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dershanelerin özel okula dönüşümüne ilişkin, "Biz herkes için geçerli genel kuralları koyuyoruz. Siyasi faaliyette bulunmayacaksın, eğitim dışı faaliyette bulunmayacaksın, mali yapın sağlam olacak, eğer dönüşüme girdiysen o bölgede o türden bir okula ihtiyaç olduğu bizim tarafımızdan onaylanacak. Bütün bu kriterlere uyan herkes dönüşebilecek" dedi.

Bakan Avcı, Milli Eğitim Bakanlığı Tevfik İleri Salonunda, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.

Avcı, dershanelerin özel okula dönüşümü kapsamında "Paralel Yapı"ya ilişkin farklı bir çözüm üretip, üretemeyeceklerine ilişkinyöneltilen soruya karşılık, sadece bu yapının kurumlarıyla ilgili değil, dershaneden herhangi bir eğitim kurumuna dönüşecek tüm kurumlarla ilgili ön araştırma yaptıklarını dile getirdi.

Başvuran kurumların fiziki, mali durumları ve yasalara uygunluğuna ilişkin kontrollerinin yapıldığını anlatan Nabi Avcı, "Bunlar herkes için araştırılıyor. Bu kriterlerle uymayan, hele bir de herhangi bir suç örgütüyle, terör örgütüyle, bunu sadece belli bir örgüt için söylemiyorum, herhangi bir suç veya terör örgütüyle ya da uygunsuz yapılanmayla yani soyut olmayabilir, siyasal olabilir, uyuşturucu ticareti yapan bir adamın kurduğu bir şey ise orada böyle bir bağlantı görüyorsak, bunlar dönüşüm için gerekli izni alamayacaklar. Herkes için geçerli, bu yapı için de geçerli, hiç kimseyle alakalı olmayan dershane grubu veya işletmesi için de geçerli. Mali inceleme, sabıka incelemesi herkes için gerekli. Orada elenebilir bunlar ama bu onlara çok özel bir muamele yapıldığı anlamına gelmez" diye konuştu.

Avcı, özel okula dönüşüm sürecinin 31 Ağustos itibarıyla sonuçlanacağı, dershanelerin faaliyetlerinin de 1 Eylül 2015'te sona ereceğini anımsattı.

Bakan Avcı, yurtdışındaki okulların bağlanacağı Maarif Vakfı'nın kurulum çalışmalarına ilişkin soruya karşılık da 120'ye yakın ülkede bu tür okulların faaliyet gösterdiğini bildirdi.

Bu okulların sadece "Paralel Yapı"ya ait olmadığını, başka vakıf ve derneklerin de bu tür okulları bulunduğunu anlatan Nabi Avcı, hükümet olarak referans verilen veya açılmalarına önayak olunan okullarla ilgili bu ülkelere ziyaretlerinde, resmi makamların kendilerine, referanslarının devam edip etmediğini sorduğunu aktardı.

Bu okulları kapatmaya gönülleri razı olmadığı için devralmak istediklerini anlatan Avcı, bunları sadece "eğitim yapan kurumlar" haline dönüştürmek istediklerini söyledi.

Maarif Vakfı'na ilişkin düzenlemenin TBMM erken kapandığı için yetişmediğini, ancak kuruluş çalışmalarının devam ettiğini bildiren Bakan Avcı, yasaların da izin vermesi durumunda, bu okulların bulunduğu ülkelerin "okulları devralın" önerilerini olumlu yanıtlayacaklarını dile getirdi.

Milli Eğitim Bakanı Avcı, "Paralel Yapı"nın özellikle eğitim alanında etkin olduğunun hatırlatılması ve eğitim sektöründeki çalışmalarının engellenmesi için ayrıca bir standart bulunup bulunmadığına yönelik soruya, "Biz herkes için geçerli genel kuralları koyuyoruz. Siyasi faaliyette bulunmayacaksın, eğitim dışı faaliyette bulunmayacaksın, mali yapın sağlam olacak, eğer dönüşüme girdiysen o bölgede, o türden bir okula ihtiyaç olduğu bizim tarafımızdan onaylanacak. Bütün bu kriterle uyan herkes dönüşebilecek" yanıtını verdi.

Avcı, dini eğitim verse de "öğrencilere broşür dağıtan, siyasi telkin anlamına gelecek yayınlar ve ödevler veren, eğitim dışında faaliyet yürüten" kurumların yasal takibinin yapıldığını ve yapılacağını bildirdi.

Bakan Avcı, 2 bin 206 dershanenin dönüşüm programına başvurduğunu, bunlardan 2 bin 174'ünün değerlendirmeye alındığını, 118'inin ise "kurum açma izni" aldığı bilgisini paylaştı.

-CHP'nin 1+8+4 önerisi

CHP'nin 1+8+4 eğitim sistemine ilişkin önerisine yönelik soru üzerine de Avcı, bu konuda CHP'de ciddi bir kafa karışıklığı bulunduğunu savundu.

8 yıllık kesintisiz eğitimin, "eğitim kademelerindeki tüm öğrencilerin aynı eğitimi alması" anlamına geldiğine işaret eden Nabi Avcı, 4+4+4 sisteminin temel esprisinin, ilkokuldan sonra çocukların yetenekleri, ilgileri ve tercihleri doğrultusunda eğitim almalarının önünün açılması olduğunu dile getirdi.

Toplumsal talep de göz önüne alınarak, imam hatiplerin ortaokul kısımlarının da açıldığını ifade eden Avcı, öğrencilerin imam hatiplere zorla yönlendirilmediğini, tercihleriyle bu okullara yerleştirme yapıldığını anlattı.

-"İmam hatip okulları münhasıran, 'imam' veya 'hatip' yetiştiren okullar değil"

Bakan Avcı, "Siz 8 yıllık kesintisiz, 'blok' eğitim yaptığınız zaman 28 Şubat'taki 8 yıllık kesintisiz eğitimin tekrarıdır" şeklinde konuştu.

CHP'nin seçim bildirgesinde bunun yanı sıra "imam hatiplerin ihtiyaca göre belirlenmesi" önerisinin de yer aldığını anımsatan Avcı, seçim bildirgesine göre, ihtiyaç üzerindeki okulların da kapatılacağını vurgulayarak, "Bu 'ihtiyaca göre' lafı, kastın veya cehaletin boyutunu gösteren bir şey. 'Kasıtsa' ona diyecek bir şey yok. Ama 'cehaletse' şunu bir kez daha söylemek de fayda var. İmam hatip okulları münhasıran, sadece ve sadece 'imam' veya 'hatip' yetiştiren okullar değildir. Veliler de çocuklarını bu okullara 'imam', 'hatip', 'vaize' olsun diye göndermiyorlar. Zaten, Diyanet İşleri Başkanlığı da buradan mezun olanları 'imam' olarak istihdam etmiyor, onlar ilahiyat fakültesine gitmek zorundalar" dedi.

Bakan Avcı, velilerin çocuklarını, "normal eğitimin yanında bazı dini bilgiler de edinsin" diye bu okullara gönderdiğine dikkati çekerek, 28 Şubat'ta imam hatiplerin önünü kesmek için bir katsayı uygulamasının hayata geçirildiğini, meslek lisesi mezunlarının da bu uygulama yüzünden mağdur edildiğini söyledi.

"Bu durumda imam hatip ihtiyacına göre, mevcut imam hatiplerin 4'te 3'ünün kapatılması mı gerekiyor" sorusuna karşılık Avcı, "10'da 9'unun kapatılması gerekiyor. Diyanetin imam ihtiyacından ne olacak. Kaldı ki o ihtiyaca cevap vermiyor. Burası onun için kurulmuş da değil" şeklinde yanıt verdi.

Nabi Avcı, yabancı heyetlerin imam hatip okullarını, Fransa'daki kiliselerin rahibe okullarına benzettiğini belirten Avcı, "Bu okulların adını mı değiştirmek lazım" sorusu üzerine, "Ben de İmam Hatip Liseleri Mezunları Derneği'ne ısrarla, senelerdir bunu anlatmaya çalışıyorum. Ben zamanında bir öneride bulunmuştum ama artık vazgeçtim. Çünkü hassasiyetleri var, 'Bizim okulumuzla nostaljik bir bağımız var' diyorlar" ifadesini kullandı.

İktidarları döneminde imam hatip okullarının normalleştirildiğini anlatan Avcı, seçmeli dersler aracılığıyla öğrencilerin imam hatip okullarında verilen dersleri diğer okullarda da alabilecek duruma geldiğini ve bunun bir normalleşme olduğunu dile getirdi.

Avcı, "Ama siz seçim bildirgenizde, bütün bunlar konuşulmamış, tartışılmamış, söylenmemiş gibi imam hatipleri 'sadece imam yetiştiren bir mektep' gibi sunup bunun üzerine 4+4+4 düzenlemesine vurmaya kalkarsanız, bunları savunmak, bunları söylemek zorundayız, bunlar imam hatiplere çok ayrı bir yer verdiğimizden değil" şeklinde konuştu.

Hayırseverlerin özellikle imam hatip okulları yapmak istediğini ve binalarını da gösterişli yaptırdıklarını anlatan Bakan Avcı, velilerin bu durumu bilmedikleri için bu okulların inşaatlarına ayrı bir önem verildiğini zannettiklerini aktardı.

-TEOG yerleştirmeleri

TEOG yerleştirmelerinde geçen sene ki sorunların yaşanmaması için önlem alınıp alınmadığıyla ilgili soru üzerine de Avcı, geçen sene MEB'in herhangi bir devlet okulundan özel okula geçmek isteyenlere teşvik verdiğini ve özel okula geçmek için devlet okuluna kayıt yapma şartı olduğunu hatırlattı.

"Bunu bu sene kaldırdık" diyen Nabi Avcı, öğrencilerin, özel okula kayıt yaptırdıysa ya da özel okulda okuyorsa, ihtiyacı olması ve kriterleri karşılaması halinde teşvikten yararlanabileceğini belirtti.

Geçen sene "öğrencilerin istemedikleri okullara yerleştirilmesi" durumunun, özel okula geçmek isteyen öğrencilerin devlet okulunda kayıtlarının bulunması gerekliliğinden kaynaklandığı aktaran Avcı, şunları kaydetti:

"Biz onları, mutlaka oraya gitmek zorunda oldukları için devlet okullarıyla irtibatlandırmadık. Biliyorduk ki onların büyük kısmı özel okula gidecek. Ama özel okula giderken devletten teşvik almak isterlerse kayıtlarının olması gerekiyordu. 'Ben istemediğim halde, şuraya yerleştirdiler' diyenlerin hiçbiri, o yerleştirildikleri okullarda okumadılar. Hemen kayıtlarını aldılar, özel okula geçtiler. Bu sene bunu önlemek için sistemde bir düzeltme daha yaptık. Önce 'özel okula gidecekler bir ayrılsın' dedik. Onlar artık özel okula gitseler bile, teşvik alabiliyor. Onlar gidip kayıtlarını özel okullara yaptırsınlar. Geriye sadece 'devlet okuluna gitmek istiyorum' diyenler kalacak. Onları da biz 25 okul tercihine puan sıralamasına göre yerleştireceğiz. Herhangi bir özel okula kaydolmamış, 25 tercihten birine de yerleşememiş öğrencileri 'açık lise'ye kaydedeceğiz. 'Açık lise' bir tür dağıtım merkezi gibi kullanılacak. Bu öğrenciler daha sonra imkanlarına göre ya özel okula ya da devlet okulundaki boş kontenjana yerleşebilirler. Böylece geçen seneki 'zorla yerleştirdiler' dedikodusundan kurtulmuş oluyoruz"

- Özel okul puanları bilgisayar ortamında görülecek

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, geçen sene puan türleriyle de ilgili sorun çıktığını hatırlatarak, bu sene özel okulların hangi kriterle öğrenci alacağını yönetmeliklerine yazmak zorunda olduğunu vurguladı.

Böylece velilerin önceden çocukların puanı ve özel okulların puan türlerine göre uygun tercih yapabileceklerini anlatan Avcı, "Velilerin koşturacağı söyleniyor. Hayır, bilgisayar başına otursunlar. Hangi okul, hangi puan türüyle alıyor, kendi puanıyla karşılaştıracak. Ona göre 'Bu okula girme ihtimalim var' diyebilecek. Hepsi bilgisayar ortamında yürüyebilecek işler" değerlendirmesini yaptı.

-Türk-Katar Uluslararası Üniversitesi kurulacak

Nabi Avcı, konaklama merkezlerinde bulunan Suriyeli mültecilerin çocuklarına verilen eğitime ilişkin bir soru üzerine, kamplarda belediyelerin ve STK'ların açtığı okullarda, Türkiye'nin hassasiyetlerine göre gözden geçirilen Suriye müfredatı ile haftada 5 saat Türkçe dersi okutulduğunu dile getirdi.

Daha çok okula ve yüksek öğretim görenler için üniversitelerde kontenjana ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Avcı, "Türk öğrenciler girdikten sonra ayrıca Suriyeliler için oluşturduğumuz ek kontenjanla alım yapıyoruz. Kimse şu dedikoduyu yapamaz, muhalefette öyle eğilimler gördüğüm için söylüyorum. 'Türk öğrenciler dururken, Suriyeliler eğitim alıyor.' Hayır, Suriyeliler için bilahare kontenjan oluşturuluyor" diye konuştu.

Bakan Avcı, Gaziantep'te öncelikli olarak Suriyeli öğrencilerin okuyacağı Türk-Katar Uluslararası Üniversitesi kurulacağını da kaydetti.